Kleptomani Nedir?

Kleptomani Nedir?

Kleptomani nedir? “çalma hastalığı” olarak da bilinen bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Kelimenin kökeni, Yunanca “hırsız” anlamına gelen “Kleptes” kelimesinden gelmektedir. Gerçekte ihtiyaç duyulmayan maddeleri çalma dürtüsü olarak tanımlanır. Bu dürtülere tekrar tekrar direnilemez ve genellikle çok az değeri olan eşyalar çalınır. Hastalar, genellikle bu dürtülerle yaşamakta ve gizlilik içinde utanç duygusuyla mücadele etmektedir.

Kleptomani ne demek? nadir görülen bir rahatsızlıktır ve hastalar genellikle psikiyatrik yardım aramaya başlamadan önce sorunlar yaşarlar. 1816 yılında literatüre ilk defa tanımlanan bu hastalık, 1838 yılında günümüzde kullanılan ismini almıştır. Hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, ilaç tedavisi veya psikoterapi gibi yöntemlerle dürtüler kontrol altına alınabilir.

Hastalar genellikle psikiyatrik destek almaktan korkarlar ve bu nedenle gizlilik içinde yaşarlar. Toplumda hırsızların %3,8 ila %10’unun kleptoman olduğu belirtilmektedir. Bu oran, toplumun genelinde ise %0.3 ila 0.6 arasında değişmektedir. Bu hastalar için önemli olan, bu rahatsızlığın bir psikiyatrik sorun olduğunu kabul etmek ve uygun tedavi yöntemlerine başvurmaktır. Korkan ya da çekinen kişiler yetişkin psikolog İzmir gibi merkezlerden yardım alabilirler.

Kleptomani Belirtileri

Bu hastalık, bir kişinin ihtiyaç duymadığı eşyaları çalma eğiliminde olduğu tekrarlayıcı bir davranış bozukluğudur. Kişinin çalma dürtülerini kontrol etme yeteneğinde yetersizlik ve çaldıktan sonra suçluluk, pişmanlık, kendine öfke gibi duygusal tepkileri içerir. Ayrıca, eylem sırasında zevk, rahatlama veya tatmin hissi yaşanabilir.

Kleptomani belirtileri arasında, ihtiyaç duyulmayan eşyaları çalma konusunda güçlü dürtülerin oluşması ve bu dürtüleri kontrol etmede zorluk yaşanması önemli bir yer tutar. Kişi, bu dürtülerin ortaya çıkmasıyla birlikte gerginlik, endişe veya uyarılma hissi yaşayabilir. Bu duygusal durum, çalma eylemini gerçekleştirerek geçici bir rahatlama sağlama amacıyla tetiklenebilir.

Kişinin çaldıktan sonra suçluluk duyma, pişmanlık duyma, kendinden nefret etme gibi duyguları olabilir. Ayrıca utanma veya tutuklanma korkusu gibi duygusal tepkileri de beraberinde getirir. Kişi, çalma eyleminin etkilerini yaşadıkça, bu duygusal tepkilerin artmasıyla birlikte kendini daha kötü hissedebilir. Bunun sonucunda, kleptomani döngüsü tekrarlanır ve dürtülerin yeniden ortaya çıkmasıyla çalma davranışı tekrarlanabilir.

Kleptomaninin Tedavisi

Kleptomani, kontrol edilemeyen bir çalma dürtüsüyle karakterize edilen bir zorluk olarak kabul edilir. Bu durum, bireyin istem dışı olarak eşyaları çalmasına yol açabilir ve genellikle kişinin özel hayatında ve iş hayatında ciddi sonuçlara neden olabilir. Rahatsızlık, sadece maddi kayıplara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda duygusal ve yasal sorunlarla da ilişkilidir.

Hastalık, tedavi edilmediği takdirde ciddi sonuçlara yol açabilir. Örneğin, bir kişi çalma eylemlerinin sonucunda suçlamalarla karşı karşıya kalabilir ve hukuki sorunlarla baş etmek zorunda kalabilir. Yasal süreçler, bireyin itibarını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, çalınan eşyaların maddi değeri de dikkate alındığında, finansal sorunlar ortaya çıkabilir.

Ayrıca, kişinin duygusal durumunu da etkileyebileceği unutulmamalıdır. Çalma eylemleri sonucunda suçluluk, utanç, kaygı ve depresyon gibi duygusal sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durum, bireyin özsaygısını ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda, çalma davranışlarıyla ilişkili riskler ve sonuçlar nedeniyle kişi sürekli bir stres altında yaşayabilir.

Kleptomani tedavisi için başvurmak, kişinin kendi başına bu zorluğun üstesinden gelmekte zorlanabileceği bir durumdur. Tedavi edilmeyen kleptomaninin, devam eden ve uzun vadeli bir sorun olarak kalması muhtemeldir. Ancak yapılan çalışmalar, yaşla birlikte çalma dürtüsünde azalma olabileceğini göstermektedir. Ayrıca Karşıyaka psikolog gibi merkezler bu gibi rahatsızlıklar için kesinlikle tercih edilmelidir. Kleptomaninin farkındalığının artırılması ve toplumda bu konudaki anlayışın geliştirilmesi, bu bozukluğa sahip bireylerin desteklenmesine ve topluma daha etkili bir şekilde entegre olmalarına yardımcı olabilir.

Yorum Yap

Mail adresiniz gosterilmeyecektir*

Call Now Button